AYIKLA PİRİNCİN TAŞINI

AYIKLA PİRİNCİN TAŞINI

Öğretmenlik mesleğinin yüreğimizde hep kutsal bir tarafı vardır. Belki bizim kuşağın vermiş olduğu maneviyatın hissettirip, yaşattığı bir duyguydu. Geçmiş zaman kullanıyorum, evet ama şuan bu duyguyu hissettiren öğretmen sayısı giderek düşmekte, veli ve öğrenci bakışı da maalesef bunu kanıtlar niteliktedir.Elbette, şükürler olsun ki hala o idealist öğretmenlerimizden var, ama ya onlarda giderse… Eskiden, doktor olmayı isteyen çocuk “Ben insanları kurtaracağım.”,öğretmen olmak isteyen çocuk ise “Ben öğretmen olup, büyük adamlar yetiştireceğim” derdi. Ama artık bu duygular yok, büyük çoğunluğunda. Daha çok mesleğin avantajları, ek ders ücreti, özel ders, kurs  vs. gelirleri üzerinden tercih sebebi durumuna düştü. Hal böyle olunca da çocukla empati kurup onun ruhuna inerek anlatan kişiler yerine, 40 dakika dersini anlatıp, biran önce evime gideyim derdinde olanlarla yer değiştirdi. Şubat ayında yeni öğretmen atamaları yapıldı, biliyorsunuz. Bu öğretmenler ile ilgili Milli Eğitim Bakanlığının güzel bir eğitim projesi var.Her yeni başlayan öğretmene rehber bir öğretmen eşliğinde  öğretmenliği anlama ve alıştırma süreci ile ilgili güzel bir çalışma. Ama yukarıda bahsettiğim konulardan dolayı kesinlikle psikolojik testlerde yapılmalı. Öğretmenler ebeveynlerden sonra çocukların kişilik gelişiminde en etkili kişidir. Sınıf içinde çocuğa söyleyeceği tek bir  söz çocukların dünyasını alaşağı edebilir de, en tepeye taşıyabilirde. O yüzden  öğretmenler sadece puan üstünlüğüne göre değil, öfke kontrolü, olaylara göre tepkisel yaklaşımları v.s gibi uzmanlar tarafından testlerede tabi tutulmaları gerektiğini düşünüyorum.   Tabi ki bu insanların neden severek yapacakları işi değil de, bu mesleği seçtikleri de ayrı bir sorun. Ama asıl önemli konu geleceğimiz olan çocukları sağlıklı bireyler olarak yetiştirecek eğitimcilere emanet edebilmek ve bundan  emin olmak. Yani demem o dur ki;Ya idealist öğretmenler yetiştireceğiz ya da menfaalist öğretmenlerle geleceğimizi körelteceğiz.