Tabi ki bu durum sadece o insanların değil, etrafındaki yalaka sürüsünün de suçu. Her davranışını büyük bir itaatle; sorgusuz, sualsiz tasdikleyip alkış tutması o insanların hata üstüne hata yapmalarını, bir çok insanın da mağdur olmasına sebep olmaktadır. Ülkesinin çıkarlarını değil de kendi çıkarlarını düşünen bu zavallılar ordusunun korktuklarının başına gelmesi, hakkaniyetsizlerinin bedelidir, kanımca. Biz genelde halk arasında buna “İlahi adalet” diyoruz.
Bizim bildiğimiz iyi yöneticiler kendi kurumuyla ilgili kanun ve yönetmelikleri ezbere bilir, tüm sorunları devletin diliyle ilk önce sözlü olarak ifade eder. Sorunun şifahen nasıl çözümleneceği konusunda da yol gösterici rol oynardı. Şimdi ise yöneticiler (Sözümüz ne için orada olduğunu unutup popülizm rüzgârına kapılanlaradır. Kurumlarımızın başında hizmet aşkıyla çalışan vefakar ve yol gösterici olan yöneticilerimize saygılarımı sunuyorum.) facebook, twetter v.s takipçi sayılarını kanunlardan daha iyi bilip, alıntılarla neyin çıtasını yükseltemeye çalıştıklarını anlamış değilim. Tabi ki sosyal medya bilginin ve hizmetin insanlara ulaşmasında çok önemli bir araçtır. Ama amacından sapmadığı sürece.
Bu dünyanın her yerinde mi oluyor? Tartışılır. Ama maalesef ülkemizde adım başı rastlamak mümkün. Bulunduğu konumun iş ve işleyişleriyle birlikte işin özünden habersiz insanların belli makamlara getirilmesi, hem ekonomik hem de zaman açısından ülkeye büyük kayıplar yaşattığı kanısındayım.
Siyasileri, sadece bir yerleri kapma adına kullanan bu kişilere sebep olan kişileri de Allah’a havale ediyorum. Bu ülkede yıllarca konusunda eğitim almış, gerçekten bu memlekete hizmet etme aşkıyla başlayıp, geçim derdine düşen bir çok insanımızın veballerinin altından nasıl kalkacaklar, onu da bilemiyorum.
Fakat! Yeniden yapılanma sürecine girdiğimiz bu dönemde bu konularda daha hassas davranılmasını, devletimizin bekası için özellikle vurgulamak istedim. “Milleti Yaşat ki Devlet yaşasın” desturunun, özellikle bizim makam sahiplerinin(!) “neden orada bulunduklarını” hatırlaması için odalarına asılması bir öneridir, şahsımın.
İşin ehli olmayan, devletin sosyal hizmet anlayışını özümsemeyen, küçük egoları ve altın semerleriyle yer işgal eden bu tür insanlar, milletin devlete karşı güvenini sarsmakla kalmayıp, başka ülkelere gitmelerine dahi sebep olmuştur. Daha kim bilir ne yatırımlar, ne genç beyinler ve belki de bu yüzden “o güzel insanlar o güzel atlara binip gittiler…”